23 Ağustos 2013 Cuma

özgüven sorunu...

Çevrendekiler seninle ilgilenirken, senin de kendinle ilgilenmen gerektiğini unutmalarıyla bu sorunun temeli atılıyor. hatta sen bile unutuyorsun...
Sonra biri çıkıp da " artık daha iyisin, kendi işini kendin de görebilirsin. " diye sorumluluklarını hatırlatmaz. ilgilenmekten seni kendi haline bırakmazlar. sen de buna alışırsın. böylece bu sorun da alıp başını yürür. her işine mani olur. bir daha zor kazanırsın...

Her insan farklılık yaratmak ister ya... mesela iş yerinde bir bölümün başına koyulursun. ve haliyle o işler senin sorumluluğunda olur. sen yapmazsan kimse de yapmaz. çünkü herkesin başka işi vardır. kısaca, sen olmadan olmaz...

Bir şeyin sorumluluğu altına girince güçlü hissedersin kendini. "bu işi ben yapabilirim! " dersin. sana muhtaç olduklarında hem keyfin, hem özgüvenin yerine gelir.

İşte, bu sorunu aşmak için gerekenlerden bir tanesi, hatta işe yaraması garantili... Ben bu zevkten mahrumum. çünkü bu duyguları alamıyorum...

Aslında çoğu engellinin ortak sorunu... ne yazık ki, sadece bu değil...

14 Ağustos 2013 Çarşamba

"evim sensin"

adının "hatırlanacak bir gün" mü yoksa "hatırlanacak bir an" mı olduğuna bir türlü karar veremediğim bu muhteşem filmi ablamla izliyorduk. izlerken filmin Türk versiyonuna merak saldım. zaten sinemma da izlemeyi çok istemiştim. ama tabii ki yine hüsran'la sonuçlandı.

orjinali Kore filmi olduğundan ve oranın usulleriyle falan çekildiğinden Türk versiyonu daha sıcak geldi bana. hem bize de uymuş. Leyla'nın olmayan yatak odasının yerini çimenlere yatarak söylemesi,  İskender' in orasına burasına yazı yazıp söylememesi çok eğlenceliydi. bir de sonu süperdi...

bunlara rağmen orjinalin de verilen duyguyu alamadım ben. bence yönetmenin kendi yazdığı seneryolar daha duygulu olmuş.



12 Ağustos 2013 Pazartesi

buldun mu bunama...

anlamlı ve benim de dilimden düşürmediğim çok güzel bir söz vardır. "buldun mu, bunama!" diye...kendi açtığım kuyuya kendim düşeceğim ama durum buysa bunayacağım arkadaş!

kanal d işitme engelliler için bazı dizilerin yer aldığı bir site yaptı ya ha Allah razı olsun ama hala haksızlık oluyor biraz... mesela ben en azından bu konuda diğerleriyle eşit olacağız sanmıştım. işitme engelliler için hazırlanan bölüm tv'dakinden biraz geç veriliyor ya, olmuyor işte böyle... aynı anda verilsin.  hem Facebook'ta dizinin resmi sitesini de beğenemiyoruz. tüyo filan veriyorlar ya bizim için tadı kaçıyor.

bir de işittme engellilerle birlikte az görenleri de düşünsünler biraz da. alt yazılar çok küçük. ben bu bozuk gözlerle küçüçük yazıları okuyabilmek için bilgisayarın içine giriyorum. ve ablamın da "niye bu kadar uzakta oturuyorrsun? biraz daha gir içine" tarzı esprilerine maruz kalıyorum. :)

2 Ağustos 2013 Cuma

Gözümün Nuru...

Bu Ramazan başlangıcın da Namaza başladım. hem de 5 dakika öncesine kadar hiç fikrim yokken, kendimi seccadenin üstünde Yüce Allah'ın huzurunda buldum... uyumak için yatağıma yatmıştım ama 2 saatten aşağı amacıma ulaşamadım:) onu bırak da ağzımı kulaklarımdan indirebildiysem ne ala! namazla doğan huzur başka nerede var ki? bu konuda üzgünüm ama, tek yol; namaz :) başlayınca bırakmak elbet çok günah. ama benim böyle bir endişem yok. yerde aradığımı gökte bulmuş gibiyim... ( hani namaz yukarıdan gelen bir emir ya:) nasıl bırakabilirim? çok seviyorum. sevgiliyi bekleyen bir hasretli gibi bekliyorum... gelmediğini bilsem de "geldi mi, geldi mi?" diye aileme sormaktan kendimi alamıyorum. keşke her müslüman kılsa da, kendini bu huzur ve mutluluktan mahrum bırakmasa...

benim namaza başlayışım,  Gül Hanım sayesinde oldu:) borçluyum ona. nasıl ödeyeceğimi bilmesemm de borçluyum...

Yorum 2

 Sadakatsiz 12. bölümü bitirip geldim, bölümün sonu müthiş. Aynı eylemin geçmiş ve gelecek görüntüleri ustaca kurgulanmış. Tabii ki eylem de...