Eski hocamız ( Aslında eski sözcüğü kim olduğunu anlatmaya yetmez. Koskoca Şenol Güneş'i kovmuş bir yönetim bu, Shota nasıl dirensin? ) kamp uçağına gidiş ve ya dönüşte ona demişti ki, "Saçların yakışıyor mu böyle? " Bu konuda ben de hocanın taraftarıydım. Ama iyi ki kestirmemiş, yoksa nasıl tanırdım onu o kalabalıkta?
İşitme testi için hastaneye gitmiştik. Kötü bir günümdeydim. Asık suratla odadakileri süzerken Bir hasta dikkatimi çekti. Hasta bebek olduğundan annesinin kucağında tedavi ediliyordu. İlginç geldi, onları izlemeye başladım. Sonra karşılarında oturan bonus kafalı biri dikkatimi çekti:) İlk önce emin olamadım, iyice bakınca anladım.
Hastane de geçen kötü günlerimden birini güzelleştiren, Salih Dursun'du!
Babamla aramda geçen diyalog:
İçerde Trabzonspor'lu futbolcu gördüm.
Kimi?
Salih Dursun.
Çağırsaydın?
Ya baba adamın derdi var, çocuğunun kulaklarını baktırmaya gelmiş. Ben de çağırıp hoş-beş edeydim tabii.
1 yıl önce de hemen hemen aynısını yaşamıştım. Ablamın çok giydiğim için "kokuşmuş" lakabı taktığı, Trabzonspor bluzum sağ olsun:) Trabzonspor yönetiminden biriyle tanıştım.
Heyecandan az mı titredim? Ablamlara hava atacağım diye mesaj yazmak istedim, ama kamerayı açıp durdum.
2 saat(!) sonra havamı da, mesajımı da isabet ettirmiş, çay içiyordum:)