29 Eylül 2018 Cumartesi

Harry Potter 1

Harry Potter serisini yeniden okuma kararı aldım. Henüz 1. kitaptayım ve bir şey keşfetmiş olabilirim.
Ve bu keşfimi sizinle paylaşmak istiyor da olabilirim;)

Sayfa 88,'Tombul bir kadının yanından geçtiler; Kadın aktarın önünde başını iki yana sallayarak söyleniyordu: Ejderha ciğeri, gramı 17 Sickle, çıldırmış bunlar...'

Biliyorsunuz, Weasley ailesi fakir... Biraz bu durumdan, biraz da karakter yapısından olsa gerek, Molly sinirli bir tip...
O yüzden diyorum ki: 88. Sayfada ki 'Tombul kadın' sahnesi, Molly'le ilk tanıştığımız yer olabilir:)


Kim bilir, J.K.Rowling'in büyülerinden biridir belki:)

Harry Potter'in ilk kitabının, yayınevleri tatafindan (galiba) 13 kere reddedildiğini hatırlayarak, şu an okurken yayınevi gözüyle bakmaya çalışıyorum. Ben olsam bu kitabı basar mıyım?
Ama kolay değil ya, serde fanlık var:)

3. Kitabın konusunu, 1. Kitabın ilk bölümünden haber veren muhteşem bir yazar J.K.Rowling...
Ama yayın evleri bunu nereden bilsin? 😉


Öğrenciliğiniz mi yanlış oldu, yaşlılığınız mı? :)

Prison Break 4

4. sezon aklanma sözü veren bir ajanın gizli operasyon ekibine dahil olundu.
Ve benim en sevdiğim sezon o oldu. Diğer sezonların aksine daha sakindi. Yani son dakika değişimleri falan yoktu,  ( Fox River'da ki  planın ilk halini çöpe atan,  değişen boruyu hatırlayın.  ) plan yapıldı ve ilerlendi.



Bazıları son sezonun diziye uymadığını düşünüyor,  bir de şu yönden bakın.  Uzun yıllar kaçan  mahkumların aklanma hayalleri gerçekleşti,  kardeşlerin babasının ilk sezon da söylediği 'Şirket* in akıbeti belli oldu ve yine kardeşlerin aile ilişkilerine değinildi.
İliklerine kadar uygun oldu bence...

Brad Belick'in ilk sezonda ki pislik hallerinden sonra 4. Sezon da masumane karaktere evrilmesi acayipti. Doğru yolu bulma ve aklanmanın etkili olduğuna bir şey demeyeceğim ama Linc'i öldürmeye çalışan korumayı bıçakladıktan sonra ki üzüntüsü pek inanıcı değildi.
Baksanıza T-Bag'e; Hem yardım etti, hem kötü kariyerine aynen devam etti:) Tescilli pislik seni:)




Ve Michael Scofield... Ne ağlattın abi... Hem başka bir işle uğraştım,  hem ağladım...
Film de yine bir kacış olayı vardı ve 4. Sezonun sonunda Sara'nın omuzunda ki işaretin anlamını öğrendik. Ve Michael yine öldü...
Bir karakter için 2 ölüm çok fazla...



15 Mart 2018 Perşembe

Chicago Typewriter

Bir yazar adayı olarak, izlemekten oldukça keyif aldım. "Kendim için yazmak istiyorum" söylemleriyle bana ilham olan yazar. 
Ve özel anlamda, iki zaman diliminde ikisi arasında mekik dokuyan "oldukça" esas kız:)

Hikayeyi yazma fikri buradan çıkmış:)


Sonra da dizi yapmışlar:)

Oyuncuların yeteneğinden bahsetmeye gerek yok sanırım.  Günümüzde ki yazar Han, geçmiş zamanda ki lider havasını çok iyi verdi. Hayalette takım elbisesiyle, ağır başlı oluşuyla "Hayalet" olduğunu çok iyi hissettirdi. Ana kadrodan değil ama menajerden bahsetmesek olmaz; tam bir mimik surattı:) Ama... İşte burada kocaman bir "Ama" geliyor.
Esas kız daha iyi olabilirmiş.




Son olarak, izlediğim en kaliteli yapımlardandı. Mekan seçimi, iki zamanı en güzel şekilde göstermeleri, kaliteli replikleriyle, izlediğim onca dizinin üstünden paraşütle tepelere geçmeyi başardı:)



Geçmiş hayatta gecmis hayattan bahsetmek... Devamının geleceğine dair işaret mi bu?

13 Mart 2018 Salı

Gözlerini Haramdan Sakın

Erkeklerin dilediği gibi gezip tozmalarına izin verirlerken, kızlar söz konusu olduğunda niye bu kadar karşı çıkıyorlar? Eminim bir çoğumuzun merak ettiği sorulardan biri bu...
Cevap ise, Kuranı Kerim'den geliyor; 

"Mümin erkeklerine söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar..."

Edebiyat Dünyasında, İslami değerlerimizi anlatan kitaplar -Dini kitaplar haricinde- pek yok. Bu yüzden Merve Özcan'ı kutluyorum:)
Yukarıda yazdığım olay; dini bir şey ve romanda ki karakterle ilgili olduğu için konuyla bağlantılı. Ama sözle değil, ayetlerle kesin bir sonuç sunmasına bayıldım:)

Deli- dolu, uçuk-kaçık kızımız Betül... Ve ördüğü duvarlar arasında mutlu mesut yaşayan, muhafazakar Ömer...
Bir de Betül'ün iç sesi... "Pes edecek miydim? Hayır! Ben kızdım, o ise erkek. Ve kesinlikle yanlış replikleri kullanıyorduk."

Kitabın son bölümü için yorumun;
"Betül, sen bu kafayla gider; frambuazlı pasta istersin:)



Duy da inanma;)

El Değmemiş Aşk:)

İsmi dolayısıyla saf bir aşk hikayesi izleyeceğimi sanmıştım, yanıldım ve izlediğime pişman değilim:)

Sevdiği kız varken, çocukluk arkadaşıyla evlenmeye zorlanan bir garip Zafer...
Ve sevgilisinden aldığı emirle, fiziksel temastan kaçınmak için yoğun bir çalışma içine girdi. Gerdek gecesi de dahil:)

Bir ara eşinin oyununa kurban gitti ama bu sefer de imdadına yetiştiler. Koma gibi ciddi bir olayı oyuna alet etmeleri kısım hariç film güzeldi.

Verdiği mesaj da cabası...
İnsanın gözü yüksekler de olunca, burnunun ucunda samimiyeti goremiyor...

Bu arada, filmin sonu 'Ah Nerede?' Nin sonunu andırmıyor değil:)


4 Şubat 2018 Pazar

Monk

Adrian Monk, çok titiz, takıntılı, saplantılı, vesaire olduğu için; çocuklarla iyi anlaşamaz diye düşünüyor insan... Yani çocuklar pisletir, dağıtır, kırar, yıkar, vesaire...
2. tezim doğru, ama 1. si çok yanlış. Hatta tam aksi...

Mr Monk, çocuklara bayılır:)

Kanıt için, Monk 'un 16. bölümünü izleyebilirsiniz:)





15 Ocak 2018 Pazartesi

Marslı

Daha film bile bitmeden finali iki kere izlediğim, efsanevi bir filmden bahsedeceğim.

Uzay keşif ekibinin, bir üyeyi 'öldü' sayıp. Arkasında bırakmasıyla başlıyor. Buraya kadar normal, bilimkurgu filmlerinin popüler konusu bu... 
Mark Watner, bir antenin yerinden çıkıp giysisinde delik açması ve hava da uçup gerisin geri uçması sonucu Mars'ta kalır.

İlginç olan ise, Mark'in karnına saplanan o antenin giysisinde ki deliği kapatması ve onu hayatta tutmasıdır.



Buraya kadar da tamam olsun. İssiz bir gezegen de sağ kalıyor, ekibi onu kurtarmak için hayatlarını tehlikeye atıyor falan... Asıl olay, Mark'in ekibin botanikçisi oluşu, Küçük bir tarla oluşturup patates yetiştirmesi ve yemeğini ezilmiş ağrı kesiciye banıp yemesidir;)


En güzeli de, kendine 'Uzay korsanı' lakabı takip, giysisinin kaskını unuttuğunda 'Cık cık cık, uzay korsanına bak demesidir;)

NSA 'Mark'i Kurtarma Operasyonu' planını duyduğunda 'Adamı muşambaya sarıp mı getireceğiz?' tepkisi de efsaneler arasında;)

Başta ki sözüme hitaben, ' daha film bitmeden finali nasıl izleyebildin?' diyenlere cevabım: izleyin de görün;)


Spoi istemeyen okumasın, biraz finalden bahsedeceğim.
Dönüş yolunda ağırlık yapmasın diye, aracın parçalarını çıkarıp muşambayla örter. Muşambayı nereden bulduğu da merak konusu... Belki uzaya gidip Mars'in istikametine bırakmışlardır;)
Ekibin komutanı Mars'a yaklaşıp, durakta otobüs bekler gibi bekler ama Mark - orayı anlamadım ama galiba yakıtı bitti.- gelemez. Ve geldik filmin asıl efsanesine...

Onu Mars'ta mahsur bırakan olayın aynısını yapar, giysisinde delik acar. Ve kendi deyimiyle 'Demir Adam gibi uçarak' havada bekleyen komutanına döne döne gider;)

Elleri kavuştuğunda sıka tutunamaz ve delikten gelen havayla yoluna devam eder. Uzayla gemi arasında ki ipe tutunmayı başarır ve fazladan 5 saniye sonra mutlu son olur;)


7 Ocak 2018 Pazar

Go Back Couple

Güncel dizi inadımı kıran dizi, Go Back Couple.
Bölümler biriktiğinde başlamıştım ama diziyi çok beğendiğim için her gün iki bölüm, üç bölüm derken sermayeyi tükettim;)



Esas kız ikinci oğlanla yakınlaştıkça, Kore dizilerinde bir ilk olarak; esas kızla ikinci erkeğin evleneceğini düşündüm. Çünkü bölümün için de yaşadıkları ne varsa, bölümün sonunda önceki versiyonunu görüyorduk. Ama kaide yine bozulmadı...
Ne yapalım, bu sefer de böyle olsun;)


Esas erkeğin, geçmişe döndüğü için sevinmesi falan çok sinir bozucuydu. Tamam, günümüzde karınla boşanma aşamasında ve geçmişte yaptığın başka hataları düzeltme fırsatı bulmuş olabilirsin. Ama başka ne var biliyor musun?
Babasın sen, baba! Karın hatırlatmasa hatırlar mıydın acaba?


Jin Jo'nun günümüzde ölmüş annesini geçmişte bulması...Geçmişte bıraktığı oğlunu özlemesi...
Annesi ve oğlu arasında yaşadığı ikilem...


Jang Na Ra müthiş oyunculuğuyla bu duyguları bize ustaca yansıttığında ağlamaktan başka çaremiz kalmadı tabii;)

5 Ocak 2018 Cuma

Aç Kapıyı Ben Geldim

Kitap Yurdu’nun yeni çıkan kitaplar bölümünde gezinirken Metin Köse'nin yeni kitabını gördüm. Ve almam için 'Mübadele' kelimesi yetti.
Hakkında başka bir şey bilmeden aldım ve hiç pişman olmadım.

Kitap sadece karakterleri değil, konu olan şehir ve mübadele olaylarıyla ilgili bir çok şey anlatıyor. Ayrıca eski/yeni zamanı anlatan yerlerde; bölüm sonunu üç noktayla bitirip, diğer bolum ve yeni zaman dilimine uydurması da mest edici özelliğe sahip;)

Karakterlerle ilgili olmayan bilgilerden bir örnek;
Safranbolu' da çocuklara mübarek isimler vermezlermiş, kızarak hitap ederler diye korkarlarmış, Bir adam, İbrahim Peygamberin ismini çocuğuna vermiş ve saygıdan 'İbrahim Bey Oğlum' diye hitap etmiş;)

Seyahat kitapları sıkıcı olabiliyor, yani bir yeri görmeden hikâyesini okumak... Bu kitapta da sıkıldım, ama yanlış anlamayın ha; pişman olmadım;)
Hatta Safranbolu'yu seyahat listeme aldım;) 

aç kapıyı ben geldim metin köse ile ilgili görsel sonucu

Yorum 2

 Sadakatsiz 12. bölümü bitirip geldim, bölümün sonu müthiş. Aynı eylemin geçmiş ve gelecek görüntüleri ustaca kurgulanmış. Tabii ki eylem de...