Şarkılara, türkülere bile konu olan
meşhur 'Yollar’ın bir kitabı kalmamıştı, o da oldu. İsmail Köylü‘den; Ankara’nın
Oynak Kaldırım Tasları'
Kitapta pek edebiyat yapılmamış,
anlatılmak istenen için zorlama konu yaratılmış gibi. Aynen söyle; bir dalancılık
oluyor ve kurban çocuklarına ders verirken ' Size bunları öğretmeme sebep verdiği
için ona hiç kızmıyorum.' Tamam, kızma da vaat ettiğin gibi
dolandırıcıyı yakala da kahraman olduğun belli olsun.
Bir de, 'Onun da aynı şeyi düşündüğüne
kalıbını başardı.' deniyor. Yasını basını almış adamlar için, gençlik ağzı
kullanmasak?
Yazarın ilk kitabıysa hiç şaşırmam,
acemi olduğunu çok fazla belli etmiş. Edebiyat bilgisi az, noktalama işaretleri
de yok gibi... Mesela; adam nasıl bağırmışsa, yazar tam 3 ünlem koyma ihtiyacı
duymuş;)
1. Bölümde polis olayı var; Bas
karakterin eniştesini kayıp bir ajana benzetiyorlar. Ajanın adı; Peter Bilmem
Ne... Eniştenin de psikolojik sorunları var. Komiser ve polis memuru, 'Adın
Peter mı?' diye soruyorlar. Eniştenin aklına da, ne alaka bir sebeple Heidi'nin
Peter'i geliyor;)
Sorunlu olsa da, öyle kritik bir nokta da havadan isim atılır
mı ey yazar?
Almanya'dan Türkiye'ye geliyorlar ve
hırsızlık olayının kurbanları olunca hemen gerisin geri donuyorlar. Bu adam
Türk değil mi, yanında ki akrabalarından başka kimse yok mu? O kısım da bir
tuhaf...
Ve belediye başkanları da kitapta ki
gibi, argo ve bol ünlemin konuşuyorlarsa yazıklar olsun diyorum. Onları o
koltuğa kim oturttu?
Konu güzel aslında; eğitim sistemi;
yarım bırakılan isler gibi herkesin dert yandığı sorunlar... Ama iyi kurgulanmamış.
Edebiyat asiyi olarak normalde okumazdım.
Dediğim gibi, ortak konular yazıyor. Dünya’yı pek tanımayan biri olarak, benim
de nasibimi aldığım sorunlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder