30 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
8 Kasım 2024 Cuma
Bir Kap Kaçak Hikayesi
6 Kasım 2024 Çarşamba
Chuck, Yorum 2
26 Ekim 2024 Cumartesi
Günlerinden Bir Gün
15 Ekim 2024 Salı
Buraya Havlu Atma Emoijisi Gelecek
Kayda degmeyecek kadar az yürüdüğüm için spor günleri serimi bitiriyorum. O zaman niye başladın, degil mi?
Hayatla ilişkim bu yönde çünkü. (Son pragraf)
Ciddi bir hastalıktan kurtulamadım ama yürüteç Hamdi sayesinde alanımı genişlettim.
Arkadaki üzüm çöpünü görmezden geliniz:)
27 Eylül 2024 Cuma
Tivibu Soslu Filmler 10
1 See How They Run
2 Goosebumps 2
3 Vacancy
4 Kings
5 Spiral:From The Book Of Saw
6 Hanna
7 Dangerous Game
8 Love Again
9 Evil Dead
10 Paralel Mothers
25 Eylül 2024 Çarşamba
Spor Günlüğü Giriş
23 Eylül 2024 Pazartesi
Seversin
Benim bayağı sevmem haricinde lokomotif gibi bir dizi bu, örneklerle açıklıyorum.
Burak Yörük; Kadir'ı tavladığı karakterin yürüyüşü ve saç sitiliyle Taş Kağıt Makas, Hayatın Oyunu" dizisinde oynuyor. Yorumlara göre, Organize İşler'in Sarı Saruhan'ını taklit etmiş ama yine de izlemesi çok zevkli oldu:) 4N1K film dizilerinde Barış, burada Tolga derken "Temiz Yüzlü Mahalle Çocuğu" üzerine yapıştı garibimin. Yeni dizi evreninde ise tam bir kıroyu canlandırıyor, Pis Sarı!
İlayda Alişan; Ateş Kuşları ile aldı yürüdü. Diziyi izlemedim ablası Nazlı'yı gördüm. Bir de; Seversin de Nazlı'nın hayallerini bir bir kardeşi Aslı yaşadığı için, yine beraber oynamaları komik oldu. Asya nerede, Nazlı orada:)
Zeynep Kankonde; (O nasıl isim?) Show Tv'nin "Yeni Gelin'inde oynadı. Sadece onu yazdım ama hiç bir proje, Yılmazgil'lerin Kadir'ini anasından ayrı koymaz!
Kamuoyuna "farz" ederim. (Sen Büyümene Bak)
16 Eylül 2024 Pazartesi
Müzede Bir Gece Serisi
16 Ağustos 2024 Cuma
Speed
Yaz günü aktif ter bezlerim varken adrenalin dolu film izlememek gerekiyormuş:) Tarih bunu da yazar...
14 Ağustos 2024 Çarşamba
Kramer Vs. Kramer
Aynı soyadına sahip iki erkeğin bir kadını sevmesi gibi kafadan senaryo uydurup şu mis gibi filmi izlemeyen aklıma edeyim...
9 Ağustos 2024 Cuma
Mutluyuz
29 Temmuz 2024 Pazartesi
Sana Kazanmak Çok Yakışıyor!
Sonu yenilgi olsa da geriden gelmeyi iyi bilen Hollanda'ya karşı, Paris Olimpiyatlarında bu sefer biz geriden geldik ve sonumuz galibiyet oldu :)
Daha anlamlı çok şarkı var kuşkusuz ama kafamın içinde istemsiz bu şarkının nakaratı çaldı.
Kızardık, bozardık , bozulduk; sonra formamızla aynı renk olduk :)
14 Temmuz 2024 Pazar
Tivibu Soslu Filmler 9
1 The Whole Nine Yards
2 Double Print
3 Slender Man
4 Goosebomps (Mürekkep Yürek)
5 No Hards Feelings
6 Premium Rush
7 Black Beauthy
8 Together Together
9 See How They Run
Tarçın
Minyatür aslam yavrum, kucak kedim, mutluluk yapıcım...
6 Temmuz 2024 Cumartesi
Marrowbone
20 Haziran 2024 Perşembe
13 Haziran 2024 Perşembe
9 Haziran 2024 Pazar
Kardeşimin (Örseleyici) Şakaları 7
Adı üstünde Gül ablam, nadiren kestiği tırnaklarıyla kafamı sağa-sola çevirir; hüzünlü bir şekilde gülümser ve aynı isimli bir önceki yayının (Seni örselemenin yaratıcı yollarını arıyorum.) sonucunu beyan eder.
"Olmuyor Zuhal, olmuyor!"
8 Haziran 2024 Cumartesi
Özgürlük...
8 yaşından beri Serabral Palsi ve işitme engeli sahibiyim ama yaklaşık 20 yıldır, durumumla barışma konusunda bir arpa boyu alamadım. Abartmıyorum, ufak tefek avantajlarını görüyordum (Okul, sınavla boğuşmak yerine hobilerimle ilgilenecek zaman bulmak; ev işlerinden muaf olmak) ama hiçbir şey sağlığıma yeğ değildi. Zaten ödevlerini son dakikaya bırakan, okula gitme vakti gelince karın ağrısı mucizevi bir şekilde iyileşen, derler için "Bunlar gerçek hayatta işime yarayacak mı?" diye asırlık sorular soran tembel öğrenci güruhundaydım; üniversite yollarına düşeceğimi hiç sanmıyordum.
Bu yıl işler biraz değişti:) Allah korusun, okul konusunda değil, durumumla barışma... Benim de favori bir yılım var artık. 3 ayaklı bastonum Hamdi'nin kulakları çınlasın:)
Hamdi'yle tanışmadan yaklaşık bir ay önce sitemizin bahçesinde vakit geçirmeye başlamıştım, blokların arasındaki duvarların yıkıldığını keşfettiğimden beri tutuna tutuna yürümek için güzergah belirlemiştim. (Şimdi düşünüyorum da bloklar yıkılmasaydı da üstünden oturarak geçebilirdim.) Şurada değindiğim gibi iki kedi arkadaşım da vardı.
Ama daha güzel günler başlamamıştı! (Gerilim efekti)
Bir gün babam eve eli kolu dolu, medikal aletli geldi. 3 gün önce komşumuzun tek ayaklı bastonunu ödünç alıp yürüdüğüm için tadı damağımdaydı ama o gün uzun zamandır yapmak istediğim, kitabı alıp balkon da okuma günümdü ve hiç çıkasım yoktu. O günü evde geçirdik.
Ertesi gün kahvaltıdan sonra yaptım o geziyi; yalan yok, çok da sevinmedim. Çünkü bana göre bastonun ne kadar ayağı varsa o kadar dengeli oluyordu ve ben, aniden savrulan şahsım her zaman tepesinde olamıyordu. Yani bana kendi başına ayakta durabilen bir değnek değil, benimle savrulacak bir yiğit lazımdı. Meğer sadece teknik öğrenmek lazımmış. Ya da benim tarzım, bilmiyorum.
İnsanın bir adımına güvenip ikinci adımını daha ileri atması gibi; dayanmak değil, yürümek için düşünmek lazımmış.
Hamdi'yi esasında bahçe gezilerimde yarenlik etmek için geldi ama şimdi her yere beraber gidiyoruz namussuzla:) Sıra beklerken oynamak ve ellerini, ayaklarını dayamak için ideal. Mesafe olarak daha fazla uzaklaşma niyetindeyim ama cesaret edemedim henüz. (Dışarı da haberleşmek için Sms ve internet paketi yaptırdı, tüm şartlar hazır) Artık beni sağlıklı insanlardan ayıran en belirgin özelliğim, daha fazla düşme ihtimalim...
Durdurun Dünya'yı, gezecek var!
4 Haziran 2024 Salı
Yorum 5
Televizyon dizileri bir nevi kamu spotu olduğu için, bir durumun yasal versiyonu varsa onu es geçip illegal bir hamle genelde yapılmaz. Ama hukuktan yana dili çok kez yanmış bir kadın, en az 3 bölümdür öldürmeyi düşünürken birden cayması hiç inandırıcı değil. İnci Taneleri'nin Dilber'i gibi.
Normal seyirciler Perşembe, bizim gibi sağırlar ise Pazartesi diziyi finalledik. Betimleme süresi genelde 3 gün ama o da Pazar'a denk geliyor.
Bu hikayenin "Kemik"iyim ben; vezir ettiği de olur ama çoğu kez rezil eden aşkzedelerin karşısında aklımı korumaya çalışıyorum:) Ve bu tarz insanların hikayeleri olur; hapse düşmesinin ardından bir kadın çıksaydı, şaşırmazdım.
3 Haziran 2024 Pazartesi
1 Haziran 2024 Cumartesi
Yorum 1
Yeni Kanal D dizim Yalan, vatana millete hayırlı olsun:) Adında belli olacak şekilde, koca bir yalanın için de yaşayan bir kadın.
Yalanı kimin deşifre edeceğine dair tahminim, enişte; şu an için Mümkansız" görünüyor ama hani kraldan daha kralcı tipler olur ya? Hazal da (Kızı) öyle. Malum yalanı ilmek ilmek ören adamın bir an da vicdan yapacağına pek inanmıyorum da, neyse.
30 Mayıs 2024 Perşembe
Family Swap
Bu filmi, çok beğendiğim filmlere ayrı başlık açma huyum baslamadan izlemistim ama şimdi bir kıyak geçeceğim.
Tarihe not düştüm.
27 Mayıs 2024 Pazartesi
Biz Voleybol Ülkesiyiz.
26 Mayıs 2024 Pazar
Yorum 5
Kadın'ın Sarp'ından sonra 30. bölüm itibarıyla Hatice'si de katıldı ama bence bu diziye anlı şanlı bir Şirin gerek:) 29. bölümde Cavidan tüm fesatlığını bir kenara bırakarak iyiliğe soyundu; hazır karakter derinlemesi yapıyorken, bir de ondan daha fesat kızı olarak Şirin çıkagelse süper olur:)
Kardeşimin (Örseleyici) Şakaları 6
Adı üzerinde Gül ablam, nadiren kestiği tırnaklarıyla çenemi tutar; saģa sola çevirir, hüzünlü bir biçimde inceler ve başını göğe kaldırıp isyan eder.
"Neden Allah'ım neden?!"
21 Mayıs 2024 Salı
Yorum 5
"He, 60 kere özür diledikten sonra nihayet affedebildi." Desene Azem, "61'de keramet vardır." diye?
Bir Trabzon'lu olarak gönlümü kırıyorsun bak...
19 Mayıs 2024 Pazar
Kardeşimin (Örseleyici) Şakaları 5
"Bir yere gitmeyi düşünüyoruz ama seni getirmicez. Seni zaten cami avlusundan almıştık, neden her yere götürelim?"
18 Mayıs 2024 Cumartesi
16 Mayıs 2024 Perşembe
14 Mayıs 2024 Salı
Yorum 4
13 Mayıs 2024 Pazartesi
11 Mayıs 2024 Cumartesi
Tivibu Soslu Filmler 7
Fool's Paradise,
Death On The Nile, (2022)
Minari,
Butchers Crossing, (Gözünü toprak doyursun filmi)
Truman,
Nighmare Alley,
Manchester By The Sea
9 Mayıs 2024 Perşembe
Kardeşimin (Örseleyici) Şakaları 1
8 Mayıs 2024 Çarşamba
Yorum 4
Azem'in her şeyle inceden dalga geçmesini seviyorum; hapisten çıkıp, bugün bile hızla değişen dünyaya karşı yaşadığı 10 yıllık "Kültür" şokunu mizahla anlatması çok güzel.
Azem, aynı zaman da senaristte olduğu için bütün karakterler mizahtan nasiplenmiş. Bölümü henüz bitirmedim ama aklımda kalanlar şunlar:
- Sen bu işe karışma İzzet.
- Sen bu konuda konuşma İzzet.
- Sen hiç konuşma İzzet
(Hatırladığım kadarıyla)
Mezar taşında şöyle yazıyordu, "Hayatın bu kadar kısa olduğunu bilseydim hiçbir şeyi bu kadar uzatmazdım."; ben de dedim ki, "Mesela 100 yaşına kadar yaşamışta mı uzattın?
3 Mayıs 2024 Cuma
2 Mayıs 2024 Perşembe
Bir Kedi Masalı
1 Mayıs 2024 Çarşamba
Bu Bir Kamu Spotudur!
28 Nisan 2024 Pazar
Karar Anı
Konumuz: Zuhal Sadakatsiz'e devam etmeli mi?
Hep söylerim, (Ama hiç yazmadım) klişeleri klişe yapan eylem değil anlatım tarzıdır. Yani söz konusu dizinin klişelerinde klişesi bir senaryosu olmasına rağmen "Taktik maktik yok, bam bam bam!" der gibi ilerlemesini seviyorum. Hikaye ve sinemanın iç içe geçmesine de bayılırım. Yani 1. bölüm başında altyazı geçtiler, 17 bölümün sonunda da bitirdiler. Tabii dizi bitmedi ama bir roman da bölüm sonu gibi bir şey oldu.
Caner Cindoruk'u Kadın dizisiyle tanıdım, burada ise kötü adam rolünde döktürmesini izlemek çok keyifli. Cansu Dere'ye Sıla'dan aşinayım, o sıralar Mardin'de oturan büyük ablama gidip dizinin mekanına gidecek kadar:) Ali'de Bizim Aile'nin Fikret'i zaten. Sevval Sam'ın oğlu, (Ultra ünlü sülalesine rağmen oyunculuk yeteneginin hakkını veriyor.) Melis Sezen. Annesi de komik bir kadın ama özellikle Cavidan'la atışmaları müthiş.
Bu kadar anlattım, özlemeye başladım. Devam ediyorum, tamam
.
25 Nisan 2024 Perşembe
22 Nisan 2024 Pazartesi
Tivibu Soslu Filmler 6
16 Nisan 2024 Salı
Yorum 2
Sadakatsiz 12. bölümü bitirip geldim, bölümün sonu müthiş. Aynı eylemin geçmiş ve gelecek görüntüleri ustaca kurgulanmış. Tabii ki eylem değil, yönetmen açısından harika çekilmiş.
Ne olduğunu yazsam bu saatten sonra pek spoiler olmak, özellikle yayınlandığı zaman deli gibi izlenmesiyle; zaten herkes tahmin ediyordur.
Dizinin adı Sadakatsiz der susarım:)
12 Nisan 2024 Cuma
Yorum 1
Sadakatsiz dizisini izlemeden önce Güldür Güldür'de skecini izlemiştim. Volkan'ın lokmaları küdürdete kütürdete yemesini dizinin soğukkanlı yapısına gönderme sanıyordum ama 10. bölüm itibariyla yaşandı:)
Pardon, bu değildi:)
Mahir İpek; dişleme sesini taklit mi etti, efekt mi verdiler emin değilim çünkü sonuçta bu eylem dişlerin sağlığıyla ilgili...
8 Nisan 2024 Pazartesi
29 Mart 2024 Cuma
28 Mart 2024 Perşembe
Tivibu Soslu Filmler 5
17 Mart 2024 Pazar
Gerçek-Kurgu Hikaye 3
Lilia Thorine, endişeli gözlerle telefonunun ekranına bakıyordu; ev arkadaşı 00.19’ dan başlayarak 3 tane mesaj çekmişti. Endişelenmesine sebep olacak mesajlar...
Arkadaşı ofis partisindeydi ve Lilia, son derece emindi ki; gönülsüzce oradaydı. Çoğu mesai dönüşü, bazen ise ortada hiç bir sebep yokken patronundan yakınışını dinliyordu zira... Üniversite öğrencisiydi ve durumu olmayan ailesine finansal olarak yük olmak istemediği için çalışıyordu
Polisi mi arasa? Vazgeçer gibi oldu sonra, iddiasını nasıl kanıtlayabilirdi ki? Arkadaşının da başı derde girerdi... Lillia, bir süre kendini ev işleriyle oyalamaya çalıştı. Ama yok, iç huzursuzluğu fırsat vermiyordu. Odasına kapanıp her olasılığı gözden geçirmeye karar verdi.
Kaderine sitem ederek başladı düşünme faslına, evini yurdunu bırakıp geldiği yabancı bir ülkede polisle herhangi bir işi olmasını istemezdi ama bu şartlarda başka ne yapılırdı? Kayıp ilanı verecekse elinde kanıt olması gerekirdi. Telefonunda 3 tane mesaj vardı ve bunları delil olarak yeterli olur muydu acaba?
Bir kaç saniye daha bilinmezlikte debelendikten sonra kararlılıkla eli telefonuna gitti. Denese ne kaybederdi ? Karar vermenin rahatlığıyla gülümsedi.
Tam aramak göndermek üzereydi ki, son düşüncesi onu duraklattı. Yine başladı düşünme faslı...
Ortalığı telaşe vermeden önce emin olması gerekirdi, tuhaf mesajlar aldığı için polisi aramak istemiyordu. Sohbet uygulamasının arama butonuna dokundu, arkadaşının erkek arkadaşını aradı. Karşı tarafın açmasını beklediği sonsuz süre, içinde beklenen ses geldi nihayet.
- Merhaba Lilia, nasılsın?
- Bos ver nasıl olduğumu! Sevgilin seni aradı mı, onu söyle?
- Ben aradım, açmadı.
- Ben haber aldım.
- Haber aldım? Yanında değil mi?
- Daha dönmedi. Buraya gelir misin?
- Neden?
Lilia, arkadaşından öğrendiği sözü mırıldandı; "Hay senin.." fakat gerisini hatırlamadı.
- Gel, burada anlatırım. Acele et.
15 dakika sonra; misafir gelmiş, ikna edilmiş, yola çıkılmıştı. Arkadaşının çalıştığı Yelken Plaza'nın önüne gelince Lilia, yine telefonunu çıkardı, "Alo?" diye bağırdı arkadaşı.
- Binanın girişindeyim, aşağı gelebilir misin?.
"Müzikten seni duyamıyorum!" Arka planda ki gürültünün azalmasından daha sessiz bir yere gittiği belliydi, "Aşağıda mısın?"
- Evet, gel de eve gidelim.
- Şu an gelmem mümkün görünmüyor.
- Biz geliyoruz o zaman.
- Biz?
-Gelince görürsün. Asansöre bindik şu an. kaçıncı kattasın?"
- 20.
Telefonu kapatmadan 20. katı tuşladı. Kata çıkınca nereye gideceğini bilmiyordu ama gürültüleri takip ederek partiyi buldu. Kapıyı açtı ve kimden geldiği belli olmayan ses, "O! Misafirimiz var! diye bağırdı.
- Ben (Arkadaşını gösterdi) onun ev arkadaşıyım, Gelmeyince merak ettik, (Yanındakini gösterdi) gidip alalım dedik.
- Anladım ama sizi bırakamayız, parti daha yeni başlıyor!
-Anladım ama gitsek daha iyi -
- İzin vermezsem ne olacak?
Muhatabın işaretiyle müzik kapatıldı, Patron olduğu anlaşılan kişi gülümsemeyi bırakıp tehditkar tavırlara büründü.
-Polisi ararız
- Hım, ne söyleyeceksiniz peki? Bir patronun parti verdiğini mi?
- Aynen öyle! (Parti mensuplarına baktı) Kimse gönüllü kalmışabenzemiyor.
- Polise bunu mu anlatacaksın, ruh hallerini mi?
Lillia'nın yüzü düştü, ne söyleyecekti hakikaten? Bir kaç saniye sonra ise muhatabına dik dik baktı. İçinden bir ses, "Deneme vakti" diyordu, 'Tabii ki hayır somut kanıtım var, merak etme.' dedi ve elini çantasına daldırdı.
Lilia, içten içe polisin gelmesini ve mesajların kaçıncı dereceden kanıt olduğunu ögrenmek istiyordu ama patron yüzünden fırsat bulama 'Olay çıkarmayalım' dedi, beyaza kesmiş yüzüyle, "Tamam, gidebilirsiniz."
- Sen öyle diyorsan...
Lilia ve arkadaşı eve gitmek için çıkmadan önce arkadaşını, yani Şule Çet'i işten kovmuş ve bir daha bu sektörde iş bulmasını engelleyeceği hakkında temin etmişti. Ama olsun, gün doğmadan neler doğardı.
16 Mart 2024 Cumartesi
Ara Yayın
Bir çok yazımı yayından kaldırmadan önce düzeltmişliğim var; çünkü bendeniz, uzun uzun düşündüğü şeyleri bile gaza gelip bir çırpıda söyleyen biri... Takıntı familyamın sevimli bir üyesi:)
Çevremden duyduğum kaynaklara göre konuya tam girememişim ama değdirmişim:) Ben de yine düşündüm, yine fazla değiştirmedim ama konuyla alakalı önceden yazdığım bir yorumu ekledim. İdare edin artık
14 Mart 2024 Perşembe
Düşünüyorum Öyleyse Varım
"... düşünüyorum."
11 Mart 2024 Pazartesi
Tivibu Soslu Filmler 4
10 Mart 2024 Pazar
Kedicik
Kedilere yatak seçilmediğini, kendilerinin bulduğunu duymuştum oradan buradan; o yüzden Musluk, ilk günden yatağıma kıvrılınca endişelendim. O gece yatağa girdiğimde ise, bilmem kaçıncı uykusunun molasını vermişti; yatak boştu yani ama kitap okurken baktım ki, kitabın ardında beyaz bir kafa geziyor:) Sonra o kafa bacaklarıma kıvrıldı. ( Yazar nasıl olduğunu hatırlamıyor.) Ben ise, filmlerde ki gibi evcil hayvanla beraber uyuma sahnesini yaşadığım için heyecanlandım; ablamı dürttüm, babamı çağırdım:) Ne yazık ki, Musluk'ta ilgiden rahatsız olup kalktı.
Ve ertesi gün, yine aynı manzara... Yatakta kedi, kenarda dikilen ben. Bu sefer kalkmasına sebep olmayacaktım ama yastığımın ucuna yatmasa iyiydi. Biraz düşündüm, biraz da çekindim; en sonunda nazikçe kaldırmaya çalıştım. Neyse ki bu sefer kalkıp gitmedi, tam da ayak ucuma kıvrıldı:)
Bir süre sonra gitti ve odamızda ki çekyatın üstüne yattı. Yatak seçmeyen, her yer de uyuyabilen kedicik yatağını bulmuş oldu:)
Bu arada, adını Niye Musluk koyduk?
8 Mart 2024 Cuma
Şiir 15
Yorgun düştü yüreğim sevmekten,
Bıkmadın beni bekletmekten.
Özledim de, söyleyemedim;
Kendime attığım feryadı bir bilsen...
Bozuk plak gibi tekrarladım,
Her işime seni de kattım.
Gerçeğin nasıldır kim bilir;
Hayalin bile bu kadar güzelken?
Yüzün gökyüzüm olmuş,
Yoksa gözlerim mi sana kilitli?
Çıkar beni aydınlığa;
Karanlık bir ormandayım sanki.
6 Mart 2024 Çarşamba
Can Parçam...
Her şey buraya yazacağım film yorumlarını İpod'umun not defterinde tutmamla başladı. Canım yeğenim, o zaman izin almayı sevmeyecek kadar küçüktü. Aslında sevgiden bağımsız çok kızarım eşyalarımın karıştırılmasına, tersim de pistir hani ama özel bir şey yoktu ve ilgi alanlarımın yeğenimin de ilgisini çekmesi hoşuma gitmişti. Hatırlıyorum, yorumlar biri şuydu.
Bir gün dedim ki, 'Sen de bir şey yazmayı denesene, paylaşayım (Facebook) gruplarda.' O da yazdı.
Anlatma kısmını kısa tutup, doğrudan diyaloglara atlamıştı ama olsun:) Sonra devam etti yazmaya, sırasını hatırlamıyorum maalesef.
Bazen şiir yazdı,
bazen deyim ve atasözünü öyküyle birleştirdi,
bazen de bilindik bir hikayenin sonunu değişti.
Epey bir zaman geçti, Ahmet'imin hevesi kırılmaya başladı. Bırakmak istediğini her söylediğinde onu yazmaya teşvik ediyordum. En sonunda harika bir yöntem buldu.
Benim Tatlı Yolculuğum
3 yıl önce Covid-19'a yakalanmadan önce tatlıya düşkün biri değildim. Şurada anlattığım gibi. Tat duyum kaybolmamıştı ama bozulma olmuştu. çoğu şeyden metal tadı alıyordum. Bu zamanlar, o zamana kadar kendimden sakındığım tatlıları yedim, yuttum. Sağlıklı beslenmek için o kadar çaba sarf ettikten sonra küçücük bir virüsün her şeyi mahvetmesi psikolojisi de vardı.
O yaz depresif bir ruh halindeydim, bütün hobilerinden elimi çekmiştim. Çoktan iyileşmiştim ama o boşlukta fiziğimi toparlamaya hiç niyetli değildim. Tatile de çıkmıştık, Onu da şurada anlattım. Maşallah her şey aleyhime çalışıyordu; yaz sıcakları, uzakta yaşayan ablanın ve çocukların gelmesi (Mevcut çocuk kalabalığından gelecek potansiyel tatlılar) ve tatil.
Şimdi ise, hala toparlanma aşamasındayım. Depresif ruh hallerim hiç tam olarak geçmediği için eski irademe kavuşamadım. Açıkçası, bu saatten sonra pek ümidim de yok...
Peki, bunu niye anlattım? 1. neden, burası benim bloğum; 2. neden, burası benim bloğum; 3. neden ise, tabii ki burası benim bloğum:)
25 Şubat 2024 Pazar
Yorum 3
24 Şubat 2024 Cumartesi
Tivibu Soslu Filmler 3
22 Şubat 2024 Perşembe
Yorum 2
13 Şubat 2024 Salı
Siir 12, 13 ve 14
9 Şubat 2024 Cuma
Şiir 11
Şiir 10
Şiir 9
Bunun Adı Ne Olacak?
6 Şubat 2024 Salı
Tivibu Soslu Filmler 2
5 Şubat 2024 Pazartesi
Yorum 1
3 Şubat 2024 Cumartesi
Tivibu Soslu Filmĺer 1
1 Şubat 2024 Perşembe
Şiir 8
Ne olur gelsen,
Kurtarsan esaretten.
Kendinden değil, sevgilim;
Yokluğunun izlerinden...
Görüyorum ama tutamıyorum,
Yalnızlığında solarken gülüşüm.
Mutluluk uzakta mı senin gibi?
Ay ışığının gölgesinde yaşıyorum...
Irak olmuyor görmeyince gönülden,
Deniyorum ama yapamıyorum.
Ne hasretim bitiyor, ne aşkım;
Bakmadıkça daha çok görüyorum.
Şiir 7
Aptallığımdan değil, sevgimden.
Aynı yollarda yürüyorum sonunu bilsem de...
Bilmiyorum, aşkın bencilliği mi bu?
Kendi mutluluğumu mu gördüm sen de?
Hüznün yasaklandığı sevgilim;
Git, mutsuzluğuna sebepsem...
Son bir dileğim kaldı sadece,
Kalbimi geri ver de öyle git...
Kelimeler aciz kalırdı, yaz desen.
Anlat desen, dönmezdi dilim.
Utanırdım aşkından;
Küçücük yüreğimi işgal ettin ya?
Şiir 6
Kokun geldi burnuma ansızın,
Sanki yanımdaymışsın gibi...
Mesafelerce uzaktaydın oysa;
Mantıksızca seni aradım boş odalar da.
Fark ettim ki, seni düşünüyormuşum o an;
Hüznün gölgesinden...
Sana yine mi kapıldım yoksa?
Hiç çıkaramadım mı kalbimden?
Nasıl oluruz birlikte?
Nasıl geçiririz vaktimizi?
Nerelerde gezeriz mesela?
sen yokken düşündüğüm bunlar işte.
Acele ediyorum niyeyse;
Sanki seni bana geri getirebilirmişim gibi...
O zamanlar yaşardım sanki;
Kaybolup gitmemiştim.
Şimdi gözyaşlarım gibi akıp gitti ümitlerim...
31 Ocak 2024 Çarşamba
Gerçek-Kurgu Hikaye 2
4
Aralık
Çalışanların
çıkış saatinde mesailerini bitirmiş yorgun yüzlerin, eve dönmek için
sabırsızlanan şoförlerin arasında adımları tempoya tutturmuş bir kız yürüyordu.
Baktığı yeri görmez gibiydi, dünyanın seslerini kafasından silmişti belki de.
Halinden
memnundu; dersler ve bale arasında mekik dokumaktan yorgun düşerdi, ayakları
sık sık yara olurdu ama yaratılan mutlu alırdı acısını… öğrencinin evinde
kendisi için “Gülenyüz” dediğini öğrendiğinde mutlu olmamış mıydı mesela?
“Pamuk Gibi” olmamış mıydı kendi deyimiyle?
Düşüncelerinin
tekrar yol almasıyla çehresini değiştirmemeye çalıştı ama hüzün gözlerine
oturmayagörsün?
Nispeten yabancı öğrencisinin kalbinde iz
bırakmış, sevgisine karşılık görmüştü ama birkaç gün sonra doğum günüydü ve
ailesinden hatırlayan çıkmamıştı henüz… Hazırlık yapılsa dahi, tam günü
geldiğinde bile akıldan çıkabilecek kadar insani bir durum olduğunu biliyordu
ama elinde değildi ki her geçen gün kalbinin kırılıyor oluşu. Yılın son
ayının ilk günlerini kendisiyle bağdaştırmaları zor olmasaydı keşke…
Görüş alanına tanıdık binaların girdiğini
fark edince adımlarını hızlandırdı, tenhalaşan sokakta tek tük insan sesleri
kalmıştı artık.
Arkasından gelen ayak seslerini de o zaman
fark etti.
&&&
1 Aralık
“Oğlum” dedi annesi son sesli harfi uzata
uzata, “Bak, ne diyeceğim?” diye ekledi ve Ali, gözlerini devirmekten kendini
alamadı.
- Biliyorum
anneciğim, ne olur söyleme.
Yağlı-ballı ekmeğini ağzına atar, ardından
çayla uğurlarken kardeşinin dürtmesiyle küskün bir çocuk misali sessizleşen
annesine göz attı.
- Ama
sen yine de söyle, kırmızılık seviyene bakılırsa çok istiyorsun.
Bir heves konuştu annesi “ İşini kurdun,
ne güzel. Şimdi de yuva kurma zamanı?” dedi muzip bir tonla.
- Anne,
vallahi kelime oyunu yapabilmek için değiştirdin kelimeyi. Buldum anne, buldum;
aylar sonra inşaatta iş buldum. Bu mu sevinilecek durum?
Babası yadırgayarak lafa girdi.
- Hiçbir
işi küçümseme, o inşatta ne haneler dönüyor.
- Küçümsemedim
baba, vaziyeti anlatmak için öyle dedim.
Beriki utanmış, konuyu kapatmak istiyordu
ama annesi konuya açıklık getirmek istiyordu.
- Kız?
- Yok
anne, sağ ol.
Ahali inceden güledursun, konunun
uzamasını engellemek için telefonunu çıkardı, ekranın üstünde gezinen parmağı
bir haber üstünde durdu. Ayrıntılarını açacağı sıra da gözü ekranın köşesindeki
saate takıldı ve “İşçi işinde gerek.” diyerek masadan kalktı.
Banyodan çıktı ve annesiyle kardeşinin
gündeminin hala "Kız" olduğunu fark edince bir kez daha gözlerini
devirdi. Hele annesinin organize bir biçim de tanıdığı bekar kızları sırayla
yakıştırdığı duyunca çarpık bir gülüşle "Bütün kızlar da beni bekliyordu
zaten..." deyip kabanı giyip Altınordu’nun ayazına daldı.
&&&
Ali, haftalarca iş aramış ama girdiği
hiçbir mülakattan geri dönüş alamamıştı. Son günlerde hep yaptığı gibi
omuzları düşük evine dönerken bir inşaat alanının duvarında “Elemaan Aranıyor”
ilanı görmüş, hemen başvurmuş ve fazla
kriter aramayan işe ertesi gün başlamıştı. Gözü yükseklerdeyken bulduğu “Basit”
iş onurunu zedelemişti doğrusu ama o noktaya
gelene kadar hangi zorluklarla göğüs
getirdiğini biliyor ve çalışkanlığından ödün vermiyordu simdi...
Yeni oyuncağına kavuşmuş
çocuk heyecanıyla yarım kalacak bir iş olduğunda geç saatlere kadar
mesai yapması annesinin evlilik muhabbetleri
için de kurtarıcı niteliğindeydi. Önceleri “Işsize
kim kız verir?” diyerek üste çıktığı
tartışma da “Ben işimle evliyim.” diyordu artık...
4 Aralık
Genç Kız, aklına gelen düşünceyi kovmaya çalışıyordu,
“Aynı yöne gidiyor olabiliriz.” diye geçirdi içinden.
Bu dediğini ispatlamak için de mağaza vitrininin aynasına bakmaya karar verdi. Ve
gördü onu, kendine dikilen buz gibi bakışlar. Yanlış anlaşılmaya mahal yoktu.
Bedenini bir ürperti sardı, bacakları titremeye
başladı. Hem yürümekte zorlanıyor, hem oradan bir an önce uzaklaşmak istiyordu.
Evinin sokağına girdiğinde elini cebine attı ve bir kez daha ürperdi, anahtara
benzer hiçbir şey yoktu cebinde. Çantasında aramak için de durumazdı. Gözyaşı birikmiş
gözleriyle telefonunu çıkardı bu sefer, ablasına mesaj attı. Beklerken durmadı, rotasını değiştirerek
devam etti yoluna...
***
Genç Kız, bilmiyordu ama peşinde mesafesini koruyarak
biri daha geliyordu ki bu Ali’ den başkası değildi. O
gece yine geç kalmıştı evine ama yarım kalan bir işi olduğundan değil, merakını gidermekti
niyeti.
Önünde ki adamı insaat alanından çıkarken fark
etmişti. Şantiye de çalışan herkesi tanıdığı
için gördüğü adamın yabancı olduğunu anlamıştı. Tanıdık
bir siması vardı: Saçları dökülmüş, orta yaşlı adamın yüzüne dikkati bakınca onu
tanıyacak gibi oluyordu ama
nereden hatırladığı aklına gelmiyordu bir türlü...Zihnini zorlamasına fırsat
kalmadan sağa sola bakarak uzaklaşan adamı takip etmeye karar
verdi. Geniş bir kaldırıma vardıklarında karşı
tarafa geçti ve icin de bulunduğu durumu anladı.
Kızı takip mi ediyordu o?
Kötü niyeti olduğu barizdi, az önce tutturduğu yavaş
tempoyu bozmuştu zira... Kızın tanıdığı olsa o
tavırlara bürünür müydü? Adamın dikkatini çekmeye, genç kızı tekinsiz ortamdan uzaklaştırmaya karar
verdi. Ama nasıl? Umarsızca etrafına bakınırken cevabı geçmişinde buldu. Garantisi
olmayan biroyuna insan canını alet etmekti onun yapacağı.
&&&
Adam elini cebine attığı zaman üstüne
güçlü bir ışık vurdu ve kendine doğru koşan ayak
sesleri... Ne olduğuna bakmaya kalmadan çenesine yediği yumrukla yere kapaklandı.
Bunu yapan kişi, karşılık vermeyeceğinden emin
olmak için beline bir kaç tekme savunmuştu Gözlerini kapatmadan
önce gördüğü son şey, Ali’nin sureti olmuştu.
Nefes nefese kalan Ali’nin bir sonra ki hamlesi ise
telefonunun fenerini kapatıp, 115’i arayarak polisi çağırmak
oldu. Kaldırıma oturmuş beklerken kendine fikri veren çocukluķ anısını düşündü,
o zaman istemediği sonuçlarla
karşılaşmıştı, şimdi de aynı şeyi bile isteye yapmıştı ve sonucu tam
da istediği gibi olmuştu.
Genç Kız ise, Ali’nin savunmasına şahit olan
ablasından anahtarı alıp evine girmişti çoktan...
5 Aralık
- Herifi
o halde görünce anladım nereden hatırladığımı...
- Neredenmiş?
Dün gece polisler gelmiş ve sonrasında
karakola ifade vermeye gitmişti Ali. Gecenin bir yarısı eve döndüğünde ise her
ne kadar sessiz olmaya çalışsa da duyulmuştu geldiği. Annesinin sorularını
ertesi gün cevaplayacağını söyleyerek uykusuz gözlerini yatağa sürüklemişti. Ve
şimdi anlatıyordu.
- Pazartesi
sabahı, o malum konuşmayı yaptığımızı hatırlıyor musunuz?
- Evet.
- Konu
kapansın diye telefona gömüldüğümü?
Bir kez daha “Evet” dediler heyecanla.
Sorunun cevabına geldiğinde onaylama sırası Ali’deydi. Gözlerinden ateş saçarak
hararetle konuştu.
- O
zaman haberini görmüştüm, cezaevinden kaçmış p-
Annesiyle göz göze gelen Ali, üslubunu
derhal değiştirdi. İçinden tamamladı daha doğrusu.“Tanımadım tanımadım, sonra
gazete de gördüğüm arkadan kelepçeli fotoğrafta ki pozuna girdi yine.
İşte o zaman-“ Kafasının yanında parmak şıklattı Ali.
- Nasıl
fark ettin?
- Çıktığından
beri bizim inşaatta kalıyormuş. Bir kızın peşindeydi. Ben de takip ettim.
- Nasıl
kurtuldunuz peki?
Gülümsedi Ali, o planı yapmadan önce
hatrina gelen anısını düşündü tekrar. Pencereden yaprak döken ağacın
manzarasına dalıp geçmişe gitti. Çok geçmişe...
- Hatırlıyor
musunuz, bana lazer feneri almıştınız küçükken, kalıplarından bir sürü şekil
çıkıyordu. Havalara girmiştim, hoşlandığım kızı eve davet ettim mesela.
Işıklı bakışlar yerini kızgınlık alevine
bıraktı.
- Bir
kaç hafta sonra da çalındı lazer, en yakın arkadaşım tarafından hem de.
Öğrendim ki hırsız da hoşlanıyormuş o kızdan, kıskandı tabi... Oturduğumuz
apartmanlar karşı karşıyaydı, onun odasını da görüyordu evimiz. Birkaç gün
fenerle odasına ışık tuttum, korkutmaktı amacım ama fazla korkmuş anlaşılan,
annesini alıp şikayete geldi.
Lafın burasında hafifçe başını eğdi. O gün
yaşadığı mahcubiyet dün gibi hatırlıyordu Ali, “Ne yalan söyleyeyim, küçük
şakamın sonunun öyle sonuçlanacağını tahmin etmedim.” Sonrasında ise
gururla başını kaldırarak ekledi, “Ama bu sayede lazerimi geri aldım.“
dedi gülümseyerek.
- Sadede
ne zaman gelirsin ağabey?
Bu igneleyici ses tonu masanın
karşısından, yani kız kardeşinden gelmişti. Ali hafifçe kızardı: haklıydı
kardeşi, ortada ciddi bir mevzu varken kendi ne anlatıyordu?
- Soruya
cevap verirken uzattım. Bu anıyı hatırladım iste, nereden aklıma geldiyse...
Görüşünü engelleyip üstüne koştum ve dövdüm işte.
&&&
- Pardon?
Ordu’nun ayaz günlerinden birinde daha çok
üşümemek için hızlı adımlarla yürüyen Ali’yi kendime yöneltilen ses durdurdu,
karşısında Genç Kız duruyordu. Ağzını açacak kıvama gelmek için bir süre
beklemek zorundaydı.
- Ee,
merhaba
- Ben
geçen gece için teşekkür etmeye gelmiştim.
Bunu dile getirmek kolay değildi onun
için... Sadece haberlerde gördüğü o meşum olay kendini nasıl bulmuştu?
Psikolojisi alt üst olduğu için çevresinde insan bile görmek istemiyordu
aslında ama o an yaptığı şeyi Ali’ye borçlu hissediyordu kendini...
- Teşekkür
etmene gerek yoktu, insanlık görevimi yaptım sadece.
Bir süre karşılıklı sustular, ta ki Ali
sessizliği bozana kadar; “Nereden buldun burayı?”
- Gazeteciler
buldu, ben değil.
Röportaj koparana kadar girdiği her
sokakta karşısına çıkan, inatçı gazeteciler onu mahcup etmekten başka bir işe
yaramıştı anlaşılan.
- Tamam.
Yine sessizlik... Genç Kız derin bir nefes
alıp yapmaya geldiği şeyi söyleyiverdi, “Ertesi gün doğum günüm, olanlardan
sonra-“ Genç Kız devam edemedi, başını önüne eğdi ama Ali anladı ne demek
istediğini; “Ailem kutlamak istiyor. Sen de gelir misin?”
- Gelirim
tabi... Ama önce adını bilsem iyi olur.
- Ben
Ceren. (Özdemir)
-
Düşünüyorum da, bu bloğu hiç aslına uygun kullanmadım ben. Kural sevmem ama kafama göre rutin yapmayı severim. Deneyelim bakalım... 1 2025...
-
Adı üzerinde Gül ablam, nadiren kestiği tırnaklarıyla çenemi tutar; saģa sola çevirir, hüzünlü bir biçimde inceler ve kırık bir tebessümle t...
-
Bugün harika bir gelişme yaşadım, haftalar süren çabalarımın mükâfatını sonunda aldım. Diğer bir deyişle, Karamel'i okşadım:) Karamel b...