18 Haziran Dominik maçı; uyudum, uyandım, dinlene dinlene bir maç izledim şükür... Ayrıca turnuvanın İstanbul kısmına geldiğimiz için 3 maç daha 19:30'da. Bu maç da bizde!
19 Haziran Kanada maçı; Seni mücadeleden dolayı tebrik eder, mağlubiyete giden hüzünlü yolda sabırlar dilerim.
21 Haziran Güney Kore maçı; Şehir dışından ablam ve yeğenlerimin gelmesiyle yaşadığım ultra mutlu günüm galibiyetle taçlandı.
22 Haziran Brazilya maçı; maç sonu ne olursa olsun bu akşam galip geleceğim, çünkü bizim uzunların ön maçı bana yetecek:)
4 Haziran Fransa maçı: bu maç için 6:30'da kalktım ama 2 set sonra uyku bastırdı, yine yattım. Uyku arasında maça baktım, skor... Durun, bir dakika; sonradan anladığım göre bu rüyaymış:) Çünkü aslan kızlar skor 2-2 olmadan rakibin kalemini kırdı.
6 Haziran Tayland maçı: bu aralar enerjim çok düşük olduğu için gün içinde uyumadan yapamıyorum, ( Bu yazıyı geç yazmamla aynı sebepten) hatta bu iş için uygun saatleri bile araştırdım; 1 ve 3 arası uyunabilirmiş ama 14:30 maçı ne olacak? Tabii ki direndim, taa ki Tayland'ın güle oynaya yenilmesi beni gevşetene kadar:) 4 gibi uyudum. İleri de beynim de tümör falan çıkarsa sorumlu sizsiniz Sultanlar.
7 Haziran Polonya maçı: nihayet kazasız belasız bir maç izleyebildim, bu demek değil ki hikayem yok... Kaçıncı set hatırlamıyorum, skor 24-20. Ne yazık ki 1 sayı sonra işimiz bitecekti ama hop dedik, Türk bu! Yılını hatırlamadığım Çekya maçında aynı skor vardı ve sonunda yenildik ama 2 mola boyunca rakibe 1 sayı attırmayan bir takım. ( Rakip koç soğuk terler döktü)Polonya maçı sonucu ise; set de maç da, inşallah kupa da bizim!
8 Haziran Çin maçı; bu sefer uyumadım, yemin ederim:) Ama başımın ağrısı Çinli ve çirkin kızların ağızlarının içini görmekten ağrıdı da, ağrıdı. Bizimkileri Allah'a havale edip bahçeye gittim; bol açık hava ve bol kedi sevdim:) Geldiğimde maç devam ediyordu ve sonunda bizim oldu.