1 Mayıs 2020 Cuma

Atiye

Izlemeye yanaşmadığım dizi... İnadımı kırdım dün gece, ablamın da izlemek istemesinin payı büyük tabi...
Ne diyeyim, Atiye furyasına biz de kapıldık ')

Eleştirilerden biri de dizinin Amerikanvari oluşu... Bence de öyle,  45 dakika yazılmış olsa da fazla yapay... Ilham da buradan geldi:)  Daha Türk işi olsa nasıl olurdu? Çok iyi bildiğimi iddia etmem tabii, sadece hayal gücümü çalıştırdım :)
İlk bölümü baz alıyorum çünkü sonrasını henüz izlemedim :)

Atiye'nin kardeşine dert anlatma çabası... Aceleyle mi yazdınız yoksa ciddi miydiniz? Özbeöz kardeşi ablasının neyle meşgul olduğunu cidden bilmiyor mu? O tepki ne Allah Aşkına? 
Hele ablası sanrılarını anlattığı sahne cevabı...

'Pardon, bu zamana dönebilir miyiz? Merhaba, ben kardeşin'

Erhan'ı ikna sahnesi... Atiye bence sen dert anlatma kuzum:) Ne yaparsan yap, ama sadece 'hissediyorum' deme:) Tüylerin ürpermiş olabilir ama kanıt olmadan inanılır mı böyle bir şeye?
Kaldı ki kanıtın vardı zaten, sergide o sembolün fotoğrafını gösterebilirdin. Aynı gün yapılmış diye  yine inanmaz diyelim, daha eski bir fotoğraf gosterebilir ve tarihten dem vurabilirdin.

Ressam olarak elinde eski resimlerin olduğunu varsayıyorum tabi...

Kazı da yakalandığı sahne de olay çıkarırdı. Küçük kız içeri de kalmıştı ya, o konu kaynadı gitti zaten. Hayal ürünü olduğu da oradan belli oldu.
Hayal ürünü de olsa kızı orada bırakmasını sacma buldum.

Aslında durup Erhan'a açıklama yapmasa şaşırmazdım. Kardeşi geçtim, 'kim inanır?' deyip sembolü görmeyi rica ederdi sadece. Ret yer ve kendi kendine ajanlık yapardı ve bölüm sonu her şey ortaya çıkardı.

Zaten olduğu gibi...
-Atiye, sen... Sen kimsin?


Hangi beni soruyorsun? :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir Kedi Masalı

Bugün harika bir gelişme yaşadım,  haftalar süren çabalarımın mükâfatını sonunda aldım. Diğer bir deyişle, Karamel'i okşadım:) Karamel b...