28 Ağustos 2015 Cuma

Akıllı şehir çıkmış duydun mu? :)

Bazen komedi, bazen macera, bazen korku, bazen de bilim-kurgu. (Her zaman:)
3. izleyişim olmasına rağmen, nasıl izlettiriyor kendini. Hala aynı heyecan... Hatta daha fazla...
Çünkü ilk izlediğimde öküzün trene baktığı gibi baktığımı hatırlıyorum.

Şehir dediğin böyle olacak işte, en zeki bilim adamları bile işin içinden çıkamayınca kendi kendinin kahramanı olacak. Hata koruması, salgın için karantina yapacak falan...

Giden hiç bir zaman tam olarak gitmiyor. Gerçi Atlantis'liler onca fantastik gücün yanında ölümsüzlüğü de çare bulsalar hiç şaşırmam, ama sadece ölmeyi beceremiyorlar:)
Anlamadığım şey, neden en sevdiğim karakterden başladınız be imansızlar?

Carson Beckett'mi? Yok deve... Ben uykuyu bile ondan esirgiyorum, siz kalkıp adamı öldürüyorsunuz.
Hayranları -Ben de aralarında mıydın acaba?- karakter diziden ayrılınca senaristlere protesto çekmişler. Ve kazanmışlar!!!
Tanımasam da benden başka "Ben" ler olduğunu bilmek bayağı bir güzel:)

Elizabeth Weir... Kadın adı üstünde çoğalıcı. Gitmiyor kardeşim gitmiyor!
Şikayetim yok tabii:)

Eğer Atlantis'i sevmenin bedeli buysa, sevdiklerini tekrar tekrar kaybetmekse ben yokum arkadaş!
Ablamın sözde teselllisi, "Üzülme zaten Atlantis diye bir yer de yok."
Daha çok üzüldüm...

Sg1'in devam dizisi ve benim de manyaklığımın sebebi...
Bakın bir örnekle izah edeyim.

- Atlantis çok güzel.
- Evet, ama ben Atlatis'te geçen bölümleri daha çok seviyorum. Burada sorunlar, sorunlar...
- Sorunlar çok güzel.
- Manyadın mı?

Ne, bir mi dedim? Dilim sürçmüştür.

- Atlantis'i seviyorum.
- Öyle bir yer yok, kabullen artık! Bilgisayardan yapılıyor dedik ya?
- Bilgisayarı seviyorum.

Tamam, bu kadar manyaklık yeter:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Karar Anı

Konumuz: Zuhal Sadakatsiz'e devam etmeli mi? Hep söylerim, (Ama hiç yazmadım) klişeleri klişe yapan eylem değil anlatım tarzıdır. Yani s...