23 Eylül 2022 Cuma

Bir Kayboluş Hikayesi

Yer, Amasra. Yıl, bilmem kaç?


Annem ve ben, bir önce ki gün yaptığımız kötü geçen araba yolculuğu sonucu toparlanmak için ilk gün pansiyon da kaldık, babam ve ablam ise önden gezdiler. Ertesi gün de annem, ablam, ben çıktık. Ablam rehber edasıyla hızlı hızlı yürüyor ve Serebral Palsi'li ben de annemle yavaş yavaş gidiyoruz. Istikamet: Barış Akarsu Parkı.

Önce Kimera Köprüsüne gittik, sonra adını bilmediğim bir yere. Benim yön duyum iyidir ama demin dedim ya; bir hızlı bir yavaş, bilmediğimiz yer, hava da sıcak... Beynim çalışmayı bıraktı, kendimi büyüklerime teslim ettim.


Aynı yollardan geçtiğimi fark ettim, aynı insanları da görüyorduk. Bir de öyle gittikçe güzel yerlere rastliyor, geziyorduk. Tatilci kafası:) Sonra ise macera devam; aynı insanlar, aynı yollar, aynı tabelalar... Haritaya göre parkın dibindeyiz ama bulamıyoruz ki! 
Biraz daha denedikten sonra gururu kırıp (!) yoldan birini çevirip parkın nerede olduğunu sorduk. Ne dese beğenirsiniz? (İşitme engelli bendeniz hayal gücümle yazıyorum.) "Tam arkanızda"

Arkamı döndüğümde ise, Barış Akarsu'nun heykel suretiyle karşılaştım! (Lafın gelişi, heykel denize dönük.)


Yana yıkıla ararım seni...
Hatıra niyetini aşıp çeşit çeşit fotoğraf çekilenleri anlamayan ben, yapılacaklar listemin bir maddesini çıkarmanın heyecanıyla hayatımda ilk defa kendi isteğimle çekildim bir selfie:)


Bir daha gider miyim, yine kaybolurum bile:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kardeşimin (Örseleyici) Şakaları 1

Adı üzerinde Gül ablam, nadiren kestiği tırnaklarıyla çenemi tutar; saģa sola çevirir, hüzünlü bir biçimde inceler ve kırık bir tebessümle t...