24 Ekim 2014 Cuma

Burası etme-bulma dünyası değil mi?

N'oldu boş mu buldunuz meydanı? Biz de sizinle birlikte bu dünya da yaşamıyormuyuz? O zaman ne bu gözlerde ki yabancılık, ne bu acizlik?
İlgilenmek için illa kan bağı mı olması gerekiyor?

Irkçılık gibi bir şey bu. Tek fark, sizinle aynı milletteniz, ama tık yok. Burnunuzun ucundayız oysa...

Tamam, sizin gibi değiliz. Her istediğimizi yapamıyoruz. İhtiyacımız olan şeyleri bile başkalarına yaptırabiliyoruz. Ama hiç düşündünüz mü, sizin de bir gün böyle olabileceğinizi? O tepeden bakanların altında, siz de olabilirsiniz bir gün...
O zaman bu duyarsızlık neden?

Yollar, kaldırımlar, merdivenler... Hepsi sizin için. Sizin o eğlence olsun diye koşarak indiğiniz bayırlar bizim için hayati önem taşıyabiliyor...

İşte böyle, adaletsiz bir dünya da yaşıyoruz. Daha doğrusu yaşatılıyoruz...
Dikkatli olun, bir gün külahlar değişebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Karar Anı

Konumuz: Zuhal Sadakatsiz'e devam etmeli mi? Hep söylerim, (Ama hiç yazmadım) klişeleri klişe yapan eylem değil anlatım tarzıdır. Yani s...