19 Mart 2016 Cumartesi

Etrafımızda ki Güzellikler...

Yürümem bir iyi oldu, bir kötü. Özellikle faydalı olduğunu düşündüğüm egzersizleri, defalarca yaptım. Ama aynı kalmayı başaramadım. Çünkü engellerim kaslarımdan çok, sinirlerimle ilgiliydi.

Evde özgürce yürüyebildiğim için, yaralarım da hep evde meydana geliyordu. Bir kez ayağım burkuldu. Ocak ayının ortasında kar yağdı, sonra hasta oldum. Ve iyileştiğimde bu sefer de Songül ablam hastaydı. Soğuk hava da çıkarıp, hastalığını nüksetmek istemedim. İyileşince daha çok çıkabiliriz diye düşündüm. Riske atmak istemedim. Bknz: İçten pazarlıklı kardeş:)
Sonra ben yine hasta oldum. Şimdi ancak iyileştim. Bütün bunlar arka arkaya oldu.

Ve bir kez dışarı çıkmamla birlikte bütün sıkıntılarımı unuttum:) Şimdi keyfim yerinde.Bugün annemle bir iş sonrası, çarşı gezisi yaptık. Onu da koleksiyonuma kattım yani:)
Günler uzadı, havalarda ısındı. Akşama kadar dışarıda kalabilirim. Hem akşam gezmelerini de çok seviyorum:)

Duyabilmek ne güzel bir nimetmiş meğer... Az kalsın beni ağlatıyordu namussuz:) Hem de daha ilk denemede...  Bazı sesleri ilk defa duyabildim. Tabağın, kaşıkla buluşması gibi, basit şeyler... Ne tatlı bir melodisi varmış:) Ayakkabımla yeri dövüp durdum, sesini duyabildiğimden emin olmak için:) Denetleme amaçlı kaşığımla tabağa hafifçe vurup durdum. Sonunda annem yemek istediğimi sanıp koydu, o başka)Biraz da korktum aslında... Çok garip, ve güzel bir duyguydu...

İkinci kulaklığımla da yakında buluşacağım inşallah. Bakalım, nasıl olacak?

Küçük bir ders:
Siz, siz olun. Telefon açıp bir "Alo" demeyi becerebiliyorsanız eğer, giden paraları boş verip devam edin. Ya bir gün sağlığınız giderse... Sözün özü, benim gibi mesajlara sığınmanın alemi yok:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Bir Kamu Spotudur!

Harika bir haberim var; Yaklaşık 1 ay sonra hem voleybol Milletler Ligi başlıyor, hem de Antalya'da! Böyle güzel gelismeler hep uzakta o...