1 Haziran 2016 Çarşamba

Wazir

Aksiyon filmi olur da, uzaklaştırılmış polis olmaz olur mu?


Dediler de inanmamıştım, işle özel hayatı karıştırmamak önemli abi. Bak, polis memuru dinlemedi. Sonra ne oldu, kızı öldü.
Karısıyla sözlü olarak ayrılmasalar da kendi suçluluk duygusundan, bir süre eve gidemedi.

Bir de, uzaklaştırma alanların söz dinlememe klişesini de unutmamak lazım. Ortağının "Gizli" telefon konuşmasını duydu ve olay yerine gitti. Aradıkları adamı diğerlerinden önce bulup, tüm şarjörü üstüne boşalttı.
Sonra arkadaşlarının canlı yakalamaları emredilen adamı öldürdüğü için uzaklaştırma aldı, o başka...

Tüö kurşunlarını kızının katiline harcadı. bir tanesi hariç. Onu kendine sakladı. Kızının mezarı başında kendini öldürecekti ki...
Satranç sevdalısı bir adam geldi


Karısıyla polisi barıştırmakla kalmaz, güzel bir arkadaşlığa yelken açarlar. Yaşlı adam da kızını kaybettiği için, polis memurunun hislerini çok iyi anlar. Öyle sıkı arkadaş olurlar ki, gece yarısı parti bile yaparlar. Tabii ki satranç temalı...
Hatta araba da satranç oynarlarken, trafik polisine "Atı öldü" diye şikayet etmekten geri kalmazlar.



 Ayrıca kızının da satranç öğretmenidir, Babasına öğretmeden önce, "Satranç öğrenmesini öğreteceğini" söyler. Ve öyle bir öğretir ki...

Yaşlı adamın kızı, satranç öğretmeye gittiği evde merdivenlerden düşerek ölür. Babası kızının öldürüldüğünden emindir, ama ispat edemez. Katil de, Sağlık Bakanı... Zorlu bir davadır yani.
Yaşlı adamın, arabasına ayakkabı fırlatmasıyla olaylar başlar.

Bakan,"Vezir" lakaplı adamını yollar. Yaşlı adamı keser, biçer. Tekerlekli sandalyesini ateşe verir. Polis memuru ve ortağı, adamı bulabilmek için Sağlık Bakanının telefonunu dinler. Ama kandırılırlar...

Sonra, evine bombalar yığılır. Fail, yine Vezir... O zaman yanında polis olduğu için kurtulur ama arabasına da bomba koyulunca havaya uçar.
"Uzaklaştırılan polis" arkadaşlarından bir ordu kurar, Sağlık bakanına baskın düzenlerler.
Bu arada birliğin başı, benim izleme sebebimdir:)



Filme dönüyoruz... Polis, bakanı tartaklarken kızına yakalanırlar. Ve asıl bomba o zaman Patlar.
Sağlık Bakanı, aslında teröristtir. Baskın yaptıkları köyde herkesi öldürdükten sonra, küçük kızı alarak "Sağ kurtulan baba kız" imajı çizerler.
Ve halkın sempatisiyle seçimleri kazanır.

Güya "Merdivenlerden düşen kız, bu gerçeği öğrenir, Terörist bir cinayet daha işler. Ve arkasında yine aynı tanığı bırakır; kızını.
Kızın dökülmesiyle, bakan da ölür.

Yaşlı adamı unuttunuz değil mi? Önemli değil, ben böyle kara günler için varım:)

Polis memuru kızının katilini öldürüp, bir nebze rahatlamıştır. Ama ya kötürüm adam?  O da aklıyla plan yapar.
Alında "Vezir" diye biri yoktur. Memurla tanışmasından başlayarak her şey planlıdır, Kızının katili ölsün diye her şeyi feda eder, kendisi de dahil...

Böylece adamımız, satranç öğrenmeyi öğrenir.


Çok ağladım, ama filmden değil. Yaşlı adamı rahmetli dedeme benzettiğimden...
Ah be dede, gitmeseydin de beni elin adamını muhtaç etmeseydin...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Twice Born